Kahvenin Hikayesi
Bu aslında kısa bir kahveye giriş hikayesi. Her yudumunda, bir anlığına sizi o andan koparan sihirli meyvenin, tohumdan fincana kadar olan yolculuğunun kısa bir özeti.
Herşey, kahve tohumlarının Dünyanın üç kıtaya yayılmış tropik bölgelerine ekilmesi ile başlıyor. Kahve sadece bu bölgelerde yetişiyor. Orta ve Güney Amerika, Afrika ve Güney Doğu Asya.
Fincanda önümüze gelen kahveler arasındaki tat ve aroma farklılıkları işte bu farklı bölgelerin iklim, su, yükseklik, toprak ve en değerlisi her bir çiftçinin üretim yöntemi farkından ortaya çıkıyor. Bu da “Single Origin” kahveler, yani tek bir bölgede yetişen kahve çekirdeklerinden hazırlanan kahvelerin değerini artırıyor. BORDERLINE’ın her zaman onlarca farklı kahve çekirdeği alternatifi sunmasının altında da aslında bu yatıyor. Dünyada kahve yetişen tüm bölgeleri düşünsenize, farklı hazırlama teknikleriyle de birleştirince aslında ne kadar çok farklı kahve var tadına bakabileceğimiz.
Kahvenin ekiminden hasadına yolculuğu yaklaşık 9 ay sürüyor. Dokuzuncu ayda kahvenin içinde yeşil çekirdeği barındıran kızılcığa benzer meyvesi çiftçiler tarafından toplanıyor. Bu noktada ikinci bölüm olan 'hazırlama' başlıyor. Meyve ile çekirdek ayrılıyor, bazen kurutuluyor, bazen önce yıkanıyor sonra kurutuluyor, her bir fincanda aynı kaliteyi sunabilecek şekilde ayıklanıyor ve üçüncü aşamaya geçmek için hazır hale geliyor, yani yetiştiği bölgeden kavurulacağı ülkeye gönderilmeyi bekliyor.
Üçüncü aşamada yeşil çekirdek kahveler, kahve kavurma ustaları tarafından en iyi lezzeti ve aromayı çıkaracak şekilde kavruluyorlar, paketleniyorlar ve baristalar ya da kahve severler tarafından onlarca farklı yöntemden en uygunuyla hazırlanarak içmeye hazır hale geliyorlar.
Bu tamamen doğal bir yolculuk. Hiçbir aşamada kahve herhangi bir ek maddeyle, koruyucuyla ya da benzeri dış işleme tabi tutulmadan tohumdan fincana kadar ulaşıyor.
Bu yolculuk boyunca paydaşlar pek çok karar veriyorlar. Kahvenin hangi yükseklikteki tarlada yetişeceğinden tutun da, kavurma sırasındaki bir kaç derecelik ısı farkına kadar. Tüm bu kararlar “o” fincandaki kahvenin sadece tadını ya da aromasını değil kalitesini de belirleyen kararlar. Kahvenin yirminci yüzyılı, Ne yazık ki olması gerekenin çok çok altındaki kahve fiyatları sebebiyle, tarladan kavurmaya kadar hep maliyeti düşürecek kararlarla geçti. Neyse ki son yıllarda dünyada kaliteli kahve satılan yerlerin sayısının artması ve kahve sevenlerin nitelikli kahve talep etmesiyle, Dünyanın tüm kahve bölgelerinden farklı tat ve aromalar en yüksek kaliteyle sokağımıza ya da evimize ulaşıyor.
Herşey, kahve tohumlarının Dünyanın üç kıtaya yayılmış tropik bölgelerine ekilmesi ile başlıyor. Kahve sadece bu bölgelerde yetişiyor. Orta ve Güney Amerika, Afrika ve Güney Doğu Asya.
Fincanda önümüze gelen kahveler arasındaki tat ve aroma farklılıkları işte bu farklı bölgelerin iklim, su, yükseklik, toprak ve en değerlisi her bir çiftçinin üretim yöntemi farkından ortaya çıkıyor. Bu da “Single Origin” kahveler, yani tek bir bölgede yetişen kahve çekirdeklerinden hazırlanan kahvelerin değerini artırıyor. BORDERLINE’ın her zaman onlarca farklı kahve çekirdeği alternatifi sunmasının altında da aslında bu yatıyor. Dünyada kahve yetişen tüm bölgeleri düşünsenize, farklı hazırlama teknikleriyle de birleştirince aslında ne kadar çok farklı kahve var tadına bakabileceğimiz.
Kahvenin ekiminden hasadına yolculuğu yaklaşık 9 ay sürüyor. Dokuzuncu ayda kahvenin içinde yeşil çekirdeği barındıran kızılcığa benzer meyvesi çiftçiler tarafından toplanıyor. Bu noktada ikinci bölüm olan 'hazırlama' başlıyor. Meyve ile çekirdek ayrılıyor, bazen kurutuluyor, bazen önce yıkanıyor sonra kurutuluyor, her bir fincanda aynı kaliteyi sunabilecek şekilde ayıklanıyor ve üçüncü aşamaya geçmek için hazır hale geliyor, yani yetiştiği bölgeden kavurulacağı ülkeye gönderilmeyi bekliyor.
Üçüncü aşamada yeşil çekirdek kahveler, kahve kavurma ustaları tarafından en iyi lezzeti ve aromayı çıkaracak şekilde kavruluyorlar, paketleniyorlar ve baristalar ya da kahve severler tarafından onlarca farklı yöntemden en uygunuyla hazırlanarak içmeye hazır hale geliyorlar.
Bu tamamen doğal bir yolculuk. Hiçbir aşamada kahve herhangi bir ek maddeyle, koruyucuyla ya da benzeri dış işleme tabi tutulmadan tohumdan fincana kadar ulaşıyor.
Bu yolculuk boyunca paydaşlar pek çok karar veriyorlar. Kahvenin hangi yükseklikteki tarlada yetişeceğinden tutun da, kavurma sırasındaki bir kaç derecelik ısı farkına kadar. Tüm bu kararlar “o” fincandaki kahvenin sadece tadını ya da aromasını değil kalitesini de belirleyen kararlar. Kahvenin yirminci yüzyılı, Ne yazık ki olması gerekenin çok çok altındaki kahve fiyatları sebebiyle, tarladan kavurmaya kadar hep maliyeti düşürecek kararlarla geçti. Neyse ki son yıllarda dünyada kaliteli kahve satılan yerlerin sayısının artması ve kahve sevenlerin nitelikli kahve talep etmesiyle, Dünyanın tüm kahve bölgelerinden farklı tat ve aromalar en yüksek kaliteyle sokağımıza ya da evimize ulaşıyor.